Sana biçilmiş ömrü sürerken yapmaman gerekenler listesinin başında sinmek gelir. Hayatta başına her ne gelirse gelsin sinme, elini eteğini yaşamaktan hiçbir koşulda çekme. Vazgeçmek sana bu hayatta herhangi bir şey kazandırmayacağı gibi benliğin de dahil olmak üzere çok şey kaybettirebilir.
Bırak, cesaret sana ve hayatına fark katsın
Yenilikten, yeni ve ilk adımı atan olmaktan geri durma. Zira ancak cesaret edersen yaşama yeni ve farklı olanı kazandırma şansın olur. Risk almadan, olabildiğince emniyetli ve sıradan bir yaşam sürdüğünde belki başın ağrımaz fakat sana dair bir iz bırakma şansın da pek olmaz bu dünyada.
Sen diğerlerine aldırma; zihninin ve kalbinin işlemeden pas tutmasına izin verme. Korkmadan at adımlarını, cesaret ömürlük yoldaşın olsun! Yapılmayanı yap. Millet Fransızca, İspanyolca öğrensin, sen git Fince kursuna yazıl. Düşün bir kere; Steve Jobs üniversitede kaligrafi dersi almasaydı, bunu diğerleri gibi boş bir zaman kaybı olarak görseydi, piyasaya sürdüğü bilgisayara farklı fontları yüklemeyi akıl edip yaratıcılığıyla ezber bozabilir miydi?
Bırak insanların senin için kurguladığı hayatı yaşamaya çalışmayı. Kendini ve sana özel nitelikleri tanı, üstünlüklerini keşfet. Farklı olmaktan korkma. İnsanlar seni işaret parmaklarının hedefine yerleştirsinler, ne var bunda. Hor görme eğilimlerinin büyük oranda kıskançlıktan doğduğunu hatırla. Birileri senin ciğerine mundar der diye ne o ciğerden ne de kendin olmaktan vazgeç. 45 yaşındasın ve bale mi yapmak istiyorsun? Hemen yarın yetişkin balesi dersleri almaya başla. Başkalarının ne düşündüğünü umursama. Ayşe Teyze’nin yadırgamalarını, ruhunu Ayşe Teyze’ye kaptırmış olanlar düşünsün, sen takılma.
Başarısızlık senden korksun
Hayat, her daim kazanan çocuk olabileceğin bol kandırmacalı bir ebeveyn- çocuk yarışı değildir. Önce hayal edersin. Sonra hayalinin peşinden gitmeye başlarsın. Ancak bu yolda elini kolunu sallaya sallaya yürümek diye bir şey yoktur. Hedefe varan en kısa ve güvenli güzergah ancak çaba vasıtasıyla çizilir. Bazen canını dişine taktığın halde hiç olmayacakmış gibi görünen şeyler aslında seni sınayan handikaplardan fazlası değildir çoğu zaman. Ne yaparsan yap, yıllardır beklediğin o terfiyi, o evi, o kadını/erkeği bir türlü elde edemiyor musun? Kendini hayal kırıklığının acımasız pençesine koyvermek yapacağın en son şey olsun.
Başarısızlıktan korkma. Kötü olaylardan hisse çıkar kendine. Gerçekleştirilemeyen hayallerden ağzının değil yaşanmışlığının payını almayı öğren! Kat hayatına çıkardığın o dersi. Artık yoluna daha olgun, daha öngörülü, güçlü, yanılmaz ve yenilmez bir şekilde devam edebilirsin. Zaaflarının, başarısızlığının, hayal kırıklıklarının, karşılaştığın kötülüklerin de kazanım hanene eklenebileceğini unutmamalısın. Ve söz konusu kazanımlar kendini ayırt etmeni sağlayacak değerli bir hazinedir aslında. Seni sürüden çekip çıkaracak, seni ve farklılıklarını öne çıkaracak bir hazine… Umutsuzluk ve bedbahtlık senden uzak, azim ise hep seninle olsun. Yılmak değil, yaşamak için bu hayattayız ne de olsa!
Yık duvarları, ezberci yaşama son ver
İlk hedefin mutlu olmak değil, farklı ve özgün olmak olsun. Çoktan yapılmış olanın değil yapılmayanın peşine düş ki farkını ortaya koyabilesin. Korkma; birey olarak, bilinçli bir şekilde farklılaşabildiğin sürece başarı da mutluluk da gelip seni bulacaktır. Sıradan olmanın, ezbere yaşamanın yanıltıcı ve geçici huzuruna aldanmadan cesur ve farklı olmayı, ezber bozmayı başarırsan ve elbette çabayı hayatının merkezinden çıkarmazsan işte o zaman gerçek ve kalıcı izler bırakabilirsin yaşamda.
Tahmin edilebilir olmaktan kaçınarak yaşama yeni fikir ve girişimlerle damganı vurabildin zaman er ya da geç başarıya ulaşırsın ve bu başarı öyle sıradan, kişiliksiz, vasıfsız bir başarı değil, sana özel, seni anlatan ve yalnızca sana ait bir başarı olur. Neden olmasın?